Federal Rezerv (FED) faiz oranı politikası, ince bir siyasi mücadelenin ortasında gibi görünüyor. Geçen yıl Eylül ayında, piyasalar Federal Rezerv'in temkinli bir yaklaşım sergileyerek yalnızca 25 baz puan faiz oranını düşüreceğini öngörüyordu. Ancak, beklenmedik bir şekilde, Federal Rezerv doğrudan 50 baz puanlık büyük bir indirim yaptı ve bu, Biden'ın görev süresinin son iki ayıyla çakıştı. Bu, bir siyasi başarı olarak görülüyor.
Ancak, iktidar değişikliği ile birlikte faiz oranı politikalarının yönü de değişmiş gibi görünüyor. Trump döneminde, piyasaların beklediği Haziran'daki faiz indirimleri Temmuz'a, ardından Eylül'e ertelendi. Daha da şaşırtıcı olanı, ilk başta planlanan 50 baz puanlık faiz indiriminin 25 baz puana düşürülmesi ve şimdi indirim yapılmayacağına dair söylentilerin çıkması.
Bu belirgin politika değişikliği, Federal Rezerv'in bağımsızlığını sorgulamaya neden oluyor. Federal Rezerv, kararlarının siyasi etkilerden bağımsız olduğunu iddia etse de, bu çelişkili politika yönelimi, piyasa katılımcılarının onun siyasi tarafsızlığına dair şüphe duymasına yol açtı.
Faiz Oranı politikası, ekonomik düzenlemenin önemli bir aracı olarak, belirlenme süreci ekonomik verilerin nesnel analizi üzerine inşa edilmelidir. Ancak, mevcut durum, siyasi faktörlerin belirli bir ölçüde Federal Rezerv (FED) karar alma sürecini etkileyebileceğini ima ediyor.
Bu fenomen sadece piyasanın Federal Rezerv (FED) güvenilirliğine dair değerlendirmesini etkilemekle kalmadı, aynı zamanda küresel ekonomiye de daha fazla belirsizlik getirdi. Yatırımcılar ve politika yapıcılar, gelecekteki ekonomik yönü daha iyi anlamak ve tahmin etmek için bu eğilimi yakından izlemelidir.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
13 Likes
Reward
13
6
Repost
Share
Comment
0/400
GasFeeBarbecue
· 19h ago
Kapital enayileri oyunlara getirecek.
View OriginalReply0
ChainSherlockGirl
· 19h ago
Ah bu grup pros politikayı sürekli izliyor, bu nasıl bir şey~
View OriginalReply0
MetaMisery
· 19h ago
Yine de eski Biden diz çöküyor.
View OriginalReply0
HorizonHunter
· 19h ago
Bizim siyaset köpekleri hep ekonomi bayrağı altında hareket ediyor.
View OriginalReply0
SignatureCollector
· 19h ago
Federal Rezerv (FED sadece bir kukla.
View OriginalReply0
WalletAnxietyPatient
· 19h ago
Tsk tsk, faiz oranı bu iş artık siyasi bir araç haline geldi.
Federal Rezerv (FED) faiz oranı politikası, ince bir siyasi mücadelenin ortasında gibi görünüyor. Geçen yıl Eylül ayında, piyasalar Federal Rezerv'in temkinli bir yaklaşım sergileyerek yalnızca 25 baz puan faiz oranını düşüreceğini öngörüyordu. Ancak, beklenmedik bir şekilde, Federal Rezerv doğrudan 50 baz puanlık büyük bir indirim yaptı ve bu, Biden'ın görev süresinin son iki ayıyla çakıştı. Bu, bir siyasi başarı olarak görülüyor.
Ancak, iktidar değişikliği ile birlikte faiz oranı politikalarının yönü de değişmiş gibi görünüyor. Trump döneminde, piyasaların beklediği Haziran'daki faiz indirimleri Temmuz'a, ardından Eylül'e ertelendi. Daha da şaşırtıcı olanı, ilk başta planlanan 50 baz puanlık faiz indiriminin 25 baz puana düşürülmesi ve şimdi indirim yapılmayacağına dair söylentilerin çıkması.
Bu belirgin politika değişikliği, Federal Rezerv'in bağımsızlığını sorgulamaya neden oluyor. Federal Rezerv, kararlarının siyasi etkilerden bağımsız olduğunu iddia etse de, bu çelişkili politika yönelimi, piyasa katılımcılarının onun siyasi tarafsızlığına dair şüphe duymasına yol açtı.
Faiz Oranı politikası, ekonomik düzenlemenin önemli bir aracı olarak, belirlenme süreci ekonomik verilerin nesnel analizi üzerine inşa edilmelidir. Ancak, mevcut durum, siyasi faktörlerin belirli bir ölçüde Federal Rezerv (FED) karar alma sürecini etkileyebileceğini ima ediyor.
Bu fenomen sadece piyasanın Federal Rezerv (FED) güvenilirliğine dair değerlendirmesini etkilemekle kalmadı, aynı zamanda küresel ekonomiye de daha fazla belirsizlik getirdi. Yatırımcılar ve politika yapıcılar, gelecekteki ekonomik yönü daha iyi anlamak ve tahmin etmek için bu eğilimi yakından izlemelidir.