Ekonomik Dalgalanma ve Kripto Varlıklar Pazarında Yeni Fırsatlar

Bu ay ABD ekonomik verileri dalgalı bir seyir izledi ve piyasalarda "stagflasyon" endişelerini tetikledi. Enflasyon artarken, GSYİH büyüme hızı yavaşladı ve ABD ekonomisi yüksek enflasyon düşük büyüme sıkıntısına düştü. Birinci çeyrek GSYİH yıllık %1.6 büyüdü, bu da beklentilerin oldukça altında; enerji ve gıda hariç çekirdek PCE fiyat endeksi birinci çeyrekte %3.7 büyüme gösterdi, bu da beklentilerin üzerinde. Bu ekonomik durum, Fed'in görmek istediği bir durumdur ve "ücret-enflasyon" sarmalını hafifletmeye yardımcı olur.

Yine de, Fed yetkililerinin genel durumu hala güvercin tarafta ve daha fazla faiz artışı sinyali vermedi. Piyasa, Mayıs ayında faiz indirimi beklemiyor, ancak faiz artırma olasılığı da yüksek değil. Daha olası olan senaryo, faiz indirimini ertelemek, indirim sayısını ve miktarını azaltmaktır. Mal fiyatlarının makul seviyelere yaklaşması, işgücü piyasasının yeniden dengelenmesi gibi etkenlerle, temel enflasyonun yavaş yavaş gerilemesi bekleniyor.

Jeopolitik çatışmalar, bu ayki sermaye piyasalarındaki dalgalanmaların önemli bir nedeni olmuştur. Ancak, başlıca ülkeler arasındaki nükleer caydırıcılık, büyük ölçekli savaşın patlak verme olasılığını son derece düşük kılmaktadır. Jeopolitik olayların finansal piyasalar üzerindeki etkisi genellikle kısa süreli olmaktadır; örneğin, Rusya borsa, savaşın başlangıcından bu yana yaşadığı kayıpların neredeyse tamamını geri kazanmıştır.

Bu bağlamda, küresel borsa performansı farklılık gösteriyor. ABD ve Japon borsalarında belirgin bir geri çekilme görülürken, Avrupa ve Hindistan gibi piyasalarda ise nispeten istikrar korunuyor. Bu, küresel yatırımcıların sistematik riskler konusunda genel bir endişe taşımadığını gösteriyor. ABD borsasındaki düzeltme, esasen faiz indirim beklentilerindeki değişiklikleri yansıtıyor ve teknoloji hisselerinin değerlemesi bir dereceye kadar baskı altında. Japon borsasındaki dalgalanma ise yenin büyük ölçüde değer kaybetmesiyle ilgili.

Kripto Varlıklar piyasası bu ay dalgalanmalar yaşadı, Bitcoin bir ara 60,000 doları, Ethereum ise 2,800 doları geçti. Dikkate değer bir şekilde, Bitcoin fiyatı bazı teknoloji hisseleri (örneğin, Nvidia) ile yüksek bir korelasyon sergiliyor, bu durum daha fazla araştırmayı gerektiriyor. Bu arada, Bitcoin ETF'sinin net çıkışı da piyasada belirli bir baskı oluşturdu.

Ancak, 29 Nisan'da önemli bir atılım gerçekleşti: Hong Kong, 6 sanal varlık spot ETF'sinin piyasaya sürülmesini onayladı, bunlar arasında 3 Bitcoin ETF'si ve 3 Ethereum ETF'si bulunuyor. Bu adım, yatırımcılara çeşitlendirilmiş seçenekler sunmanın yanı sıra, piyasaya yaklaşık 1 milyar dolar ilave fon getirmesi bekleniyor. Ayrıca, Avustralya'nın da yıl sonuna kadar Bitcoin ETF'si piyasaya sürmeyi planladığı bildirildi.

Birçok ülke ardı ardına kripto varlık ETF'leri piyasaya sürdü, bu da ikincil piyasada Bitcoin'in fiyatlandırma yetkisini dağıtmaya yardımcı olarak, merkeziyetsizliğin doğasına daha uygun hale getiriyor. Bu çoklu gelişim modeli, erken dönemlerde dünya çapında dağılmış madencilik alanlarına benziyor ve Bitcoin'in merkeziyetsiz özelliklerini korumaya yardımcı oluyor.

Nisan ayında sermaye piyasaları dalgalanmalara rağmen, dünya genelinde geniş çapta bir finansal kriz belirtisi görülmedi. Hong Kong'un Bitcoin ETF'sinin listelenmesine onay vermesi, Asya finansal piyasalarında kripto varlıklar alanında önemli bir adım olup, küresel sermaye piyasalarının yeni bir patlama noktası olabilecektir. Bu, yatırımcılara yeni varlık tahsis seçenekleri sunmakla kalmayıp, aynı zamanda kripto varlıklar piyasasının daha olgun ve düzenli bir yöne doğru gelişimini teşvik ederek, yeni yatırım fırsatları ve piyasa trendlerinin gelişini müjdelemektedir.